Erken Seçim ve Ekonomi
Sümeyra Kırca | Yeniçağ | 2020-07-07
ERKEN SEÇİM RUS RULETİNE BENZER:
Erken seçimi 'Rus Ruleti'ne benzeten İlhan Kesici,
"Rus Ruleti'nde bir tane mermi koyuyorsun, tetiği çekiyorsun Allah kime nasip ettiyse:
Bu normalinde karşılıklı olur. Halbuki şimdiki hali tek taraflı olur, adam sadece tetiği kendine düşürmüş olur, gelir kendini vurur. Bu nedenle erken seçimi göğüslemek riskli bir şey" dedi.
Türkiye'nin ekonomik yapısıyla ilgili önemli uyarılarda bulunan CHP'li İlhan Kesici, ekonomiyi 'Nükleer Kış'a benzetti. Salgın öncesi ekonominin 'Karakış' olduğunu, salgından sonra 'Nükleer Kış'a döndüğünü vurgulayan Kesici şöyle konuştu:
"Gittikçe bozulan bir ekonomik yapımız var. En son bütçeler konuşulurken, her kıştan sonra bahar gelir, şimdi emin olun ki bu kıştan sonra gelecek olan bahar değil 'karakış"tır demiştim. Şimdi salgınla beraber ekonomi 'Nükleer Kış'a döndü."
DÜNYA EKONOMİK KRİZE KARŞILIK SALGINI SEÇTİ
CHP'li İlhan Kesici dünya ülkelerinin salgın tedbirlerini çok sıkı uyguladığı için büyük bir ekonomik darboğaza girdiğini bu nedenle ülkelerin ekonomik krize girmektense salgının yayılmasına göz yumduğunu anlattı. Kesici şöyle konuştu:
"Dünya önce bir ölçtü biçti, sıkı tedbirler uyguladı derken IMF, Dünya Bankası ve OECD peş peşe iki kere raporlar hazırladı. OECD salgının başında 5 milyon yeni işsizin olacağını söyledi.
Aradan 15 gün geçti bu raporu yenilediler, Şubatın ortalarında 25 milyon olur dediler, Nisanın sonunda 305 milyon işsiz olur dediler. Bu tedbirler devam ederse 305 milyon işini kaybedecek dediler.
Bu çok vahim bir şey, bu ekonomik krizden çok daha öte bir şey ifade ediyor, bunun adına "ekonomik buhran" demek daha doğrudur.
Bu ekonomik buhran kelimesi son 100 yılda bir kere kullanıldı, 1929 büyük ekonomik krizine yılına 'Büyük Buhran' dediler. Demekki bu gelen 100. senesinde o çapta bir şey...
Şimdi 305 milyon işsiz kalması, sosyal huzursuzluğa da neden olacak. Şimdi dünya iki şey arasında tercih yaptı gibi geliyor bana, bu sosyal huzursuzluk mu olsun yoksa salgınla ilgili tedbirleri yumuşatalım mı. Hatta kaldırır gibi olalım, sadece insanlara bireysel olarak insanlara maskeni tak, sosyal mesafeni koru diyelim dediler ve sadece bunda karar kıldılar gibi geliyor bana...Büyük ekonomik buhranın içinde olmaktansa, salgına biraz göz yumalım dediler."
BİR MİLYON İNSAN İŞİNİ KAYBEDECEK
IMF'nin açıkladığı raporları yorumlayan CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, raporlara göre Türkiye'nin 2020 yılında yüzde 5 küçüleceğini, bunun fakirleşmenin yanısıra bir milyon civarında insanın da işinden olacağını aktardı.
İlhan Kesici bu tespitini şu cümlelerle anlattı:
"En son IMF'nin raporunda dünya ekonomisi ortalama yüzde 3 küçülecek dedi, OECD bu rakamı yüzde 4,9'a çıkardı. Ama bu insanın gözüne az gibi görünebilir ama ekonominin yüzde 3 küçülmesi çok büyük huzursuzluklar yaratacak bir durumdur.
Burada gelişmiş ülkelerde küçülme daha büyük olacak. Amerika yüzde 6'lar civarında küçülecek, Türkiye 2020 yılında yüzde 5 küçülecek diyor. Eğer biz yüzde 5 küçülürsek, milli gelirimiz daralacak daha çok fakirleşeceğiz demektir.
Bunlardan daha vahim olanı bizde milli gelir yüzde 1 büyüdüğü zaman 125-150 bin yeni iş alanı yaratılır. Yüzde 5 büyüdüğün zaman 600-700 bin civarında yeni iş yaratılır. Her sene iş gücüne katılan rakam da bu kadardır.
Yani her sene yüzde 5-6 büyürsek mevcut işsizlik stokundan kimseyi azaltmaz sadece yeni işgücüne iş bulmuş oluruz.
Yine benzer şekilde yüzde 5-7 arasında ekonomi daralırsa, küçülürse 750 bin-1 milyon işi olup da işini kaybedecek demektir. Bu çok kötü bir şey Türkiye için, Zaten bizim genel işsizliğimiz 5-6 milyon, şimdi bu rakam üzerine 600 bin eklenecek, 700 bin de işinden olacak. Bu rakamlar çok kötü bir şey...
Bunu söyledikten sonra ben hükümete diyorum ki, bu kadar tehlikeli bir tabloyu çok ciddiye almak gerek! Benim gördüğüm kadarıyla bir, ya algılayamıyorlar, ikincisi algılıyorlar ama ne yapıyorları bilmiyoruz. Külliyede bin odası var, oralarda herhalde bir çalışma yapıyorlardır değil mi? Bence yapıyorlar ama ne yaptıklarını bilmiyoruz bu durum da benim endişemi artırıyor."
BİR YILLIK BÜTÇE AÇIĞI 3 AYDA GEÇİLDİ
İktidarın 2020 yılında 138 milyar lira hedef koyduğu bütçe açığı ilk 3 ayda geçilmesine dikkat çeken İlhan Kesici, "İktidar bu yıl bütçe açığı hedefim 138 milyar TL demiş, ekonomi politikalarını buna göre düzenlemiş. İlk 3 aylık bütçe açığı 139 milyar lira. İlk 3 ayda tüm yılın bütçe açığını geçmişiz ve yıl sonuna kadar bunu üçle çarp...
Ayrı bir nokta da da henüz ilk 3 ayda salgının etkisi görülmedi. Bu 138 milyar lira bütçe açığında, ekonomi yüzde 5 büyüyecek öngörüsüyle, kurumlar vergileri gelecek öngörüsüyle yapılmıştı ayrıca. Halbuki daha sonra tüm hizmet sektörü neredeyse kepenk kapattı. Ekonomi normal seyrinde gidecek öngörüsüyle bu bütçe hedefi koyuldu.
Şimdi bütçenin revize edilmesi lazım.
Gelirleri ona göre düzenleyecek, harcamaları ona göre düzenleyecek ama biz iktidar kanadından böyle bir çalışma görmüyoruz. Aksine biz herşeye hakimiz diyor şeklinde konuştu.
MÜFLİS TÜCCAR GİBİ TEFECİNİN ELİNE DÜŞECEK
Asıl büyük problemin dış ticaret açığında olduğunu vurgulayan İlhan Kesici,
"Dış ticaret açığımız geçen sene ilk beş ayda 10.5 milyar dolarmış, şimdi ise 21 milyar dolar olmuş ilk 5 ay itibariyle...
Diğer konu borçlar, normalde döndürmekte zorlandığımız borçlarımız var.
2002'de özel sektörün borcu 44 milyar dolardı şimdi 294 milyar dolar, çok büyük bir fark. Biz zaten bunu döndürmekte zorluk çekiyorduk. Dünya belli bir faizle borçlanıyor onun bir ölçüsü var diyelim ki bir birimle borçlanıyor biz 6 birimle borçlanıyoruz. Bu müflis tüccar neredeyse tefeci eline düştü düşüyor" dedi.
İktidarın 'Kredi oranları risk faktörüne göre belirlense daha düşük oranda kredi bulabiliriz ama dış ülkeler bize siyasi operasyon çektiği için daha yüksek oranda borçlanıyoruz' söylemlerini gerçekçi bulmayan İlhan Kesici konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu argümanlar doğru değil, biz ne zaman işler kötüye gitse emperyalizm diyoruz. Ancak Türk ekonomisi bozulduğu zaman en çok zarar görecek kesim yabancılar.
Neden? Türkiye'den 450 milyar dolar alacakları var. Kamu sektör artı özel sektör 450 milyar dolar, ekonomiyi kötüye sürükleseler alacaklarını alamazlar. İkincisi doğrudan Türkiye'de yatırımları var, ekonomi aşağı gittiğinde yatırımların hepsi aşağı gidecek. Türkiye'deki yatırımlar 250 milyar dolar civarında. Bu iki rakamı topladığında 700 milyar dolarlık riski var yabancıların Türkiye'de, bunu riske etmeleri anlamsız bir şey..."
AB'NİN VAKA SAYILARINA İNANMAMASININ MALİYETİ 20 MİLYAR DOLAR
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın düzenli olarak açıkladığı vaka rakamlarının, Avrupa Birliği tarafından şüpheyle karşılandığını belirten İlhan Kesici, "Avrupa Birliği turistlerin gidebileceği ve katiyen gitmemesi gereken yerleri açıkladı. Fas, Tunus, Cezayir, Çin gidebileceği yerler arasında. Halbuki Çin bu salgının üs merkezi Çin değil mi? Oraya gidebilirsin diyor, Türkiye'ye gidemezsin diyor çünkü Türkiye'nin sağlık verilerine inanmıyorum diyor.
Sağlık Bakanımızın açıkladığı verilere güvenmiyorlar. Şimdi vatandaş AB'ye dönüp, 'Sen zaten inanmıyorsan inanma diyebilir' ama lafın parasal ifadesi 20 milyar dolar. 5 milyona yakın turist Almanya'dan gelecekti, artık gelemeyecek. Aynı şekilde 5 milyonu İngiltere'den, 5 milyon Rusya'dan ve diğer ülkelerle birlikte 20 milyona yakın turistin bu yıl Türkiye'ye gelmeyeceği anlamına geliyor.
Bunun öbür bacağı, dolaylı dolaysız istihdam edilen rakam bir milyon... Yani hem parasından hem de istihdamdan yara alacağız..
Sağlık Bakanlığı verileri bize anlatmayı bıraksın, Avrupa'ya gidip bu insanları ikna etmeli" ifadelerini kullandı.
EKONOMİNİN BAŞINA BİR BİLENİ GETİRELİM DEMEK MESELEYİ ÇÖZMEZ
Ekonomideki bu sıkıntıları çözmek için iktidarın biran evvel durumun ciddiyetinin kabul etmesi gerektiğini vurgulayan Kesici, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
"Bir kere bu işin ciddiyetini tam anlamıyla kavramaları lazım,
ikincisi, bir bileni bulup getirelim bu işin başına gibi bir yaklaşım da doğru değildir..Çünkü Ekonomi politikalarında sihir ve sihirbaz yoktur... Konu bunun çok ötesindedir.
Üç, kısa bir dönemin ekonomik göstergesi tesadüfen iyi gitmiş olabilir, hemen ekonomi bakanları açıklama yapıp, "kötü günler artık geride kaldı, şimdi uçuşa geçtik" diyorlar. Bu tür zamanlarda ekonomileri bekleyen en ciddi tehlikelerin başında bu laf gelir.
Tüm bu ekonomik göstergeler, arabanın panelinde bulunan çeşitli ve hız göstergelerine benzer. Siz arabayı kullanırken, birçok göstergeyi takip etmek zorundasınızdır..
Benim söylemeye çalıştığım da bu göstergeleri "öncü göstergeler" olarak kullanmamız lazımdır diyorum.
Sen otoyolda göstergelere bakmadan 100 km hızla gittiğini sanırsın ama göstergeye baksan 150 km hızla gidiyorsundur, bu çok tehlikeli bir durumdur ve seni bir TIR'ın altına sokabilir."