Dış Mihrak-Komplo Yok, Ekonomide Şiddetli Kaynak İhtiyacı Var!..

Uğur Dündar | Sözcü | 2018-06-01

"Değerli Uğur Bey,  Maalesef Türkiye, bütün zamanların en büyük ve en ciddi ekonomik daralma ve küçülmesiyle karşı karşıya. Sayın Cumhurbaşkanımızdan itibaren Başbakan ve hemen bütün ilgili bakanlarımızın demeçlerine bakılırsa, tüm yöneticilerimiz ya olan bitenlerden haberdar değiller, ya da hepimizin aklıyla alay ediyorlar.

2003-2017 arasındaki AKP döneminde kıymetli iktisadi varlıklarımız, biraz da haraç mezat satıldı savıldı, özelleştirildi. Toplam rakam 61 milyar doları buldu. Bu büyük bir rakam...

Devletin dış borçları, (IMF borçları dahil) 87 milyar dolardan 130 milyar dolara, özel sektörümüzün dış borcu 43 milyar dolardan 317 milyar dolara çıktı. Bu rakam 6.4 kat bir artışı ifade ediyor ki çok yüksek. Bu temponun önümüzdeki süreçte sürdürülebilmesi çok zor...

dis-borc-ugurdundar

YOLUN SONUNA GELİNDİ

Devletin iç borç stoku 47 milyar TL'den 574 milyar TL'ye, dolar cinsinden de 31 milyar dolardan 157 milyar dolara çıkmış durumda.

İnsanlarımızın kullandığı konut, otomobil ve tüketici kredileri toplamı 6.5 milyar TL'den 510 milyar TL'ye, neredeyse 80 kat, dolar cinsinden ifadeyle de 30 kat artmış bulunmakta. Burada da tam anlamıyla yolun sonuna gelindi. Bir adım ötesi uçurum. Kısacası tam bir borç batağı!..

icborc

YERİMİZDE SAYMAYA DEVAM...

Bütün bu satıp savmalar, normalden çok fazla borçlanmalar ve ayrıca 2.5 trilyon dolarlık  bütçe harcamalarına rağmen, bırakınız az da olsa zenginleşmeyi, Türkiye ortalaması olarak ancak yerimizde saymaya devam ediyoruz.

Mesela, 2008 yılında kişi başına düşen milli gelir rakamı 10. 444 dolar iken bu rakam 2016 yılında 9. 200 dolara gerilemiş durumda. 2017 yılında kesin rakamlar açıklandığında, daha da aşağıya gitmesi bekleniyor.

kisibasi

Son günlerdeki döviz kurlarında yaşadığımız normal dışı panik hali ve bunun daha da artmasından duyduğumuz endişe, esas itibarıyla bu dış borç rakamları ve bunun nasıl döndürüleceği endişelerinden kaynaklanıyor.

2018 yılı için cari açığın finansmanı, vadesi gelen kamu ve özel sektör dış borçlarımızın ödenmesi-döndürülmesi için 210-220 milyar dolarlık bir dış finansmana ihtiyacımız var.

TÜRKİYE'NİN İTİBAR EROZYONU

Ancak ülkemizin dünyadaki ekonomik itibar erozyonu, bu ihtiyacın normal yollarla karşılanmasını güçleştiriyor. Zira aşağıdaki tabloda da görüleceği gibi Türkiye'nin dış ekonomik itibarı dünyanın en kötü iki ekonomisinden birisi olarak değerlendiriliyor.

Bu iki temel bilgiye göre, döviz kurlarında karşımıza çıkan olumsuzluklar, Hükümet yetkililerinin söylemeye çalıştığı gibi bir "dış komplo, dış mihraktan" değil, sadece yönetimin kendisinin sebep olduğu bir "dış borçluluk ve dış kaynak ihtiyacından" kaynaklanıyor.

CİDDİ TEDBİRLER ALINMALI

21. Yüzyıl milliyetçiliği hamaset nutukları atmak, önüne gelen ülkeye, siyasetçilere, kurum ve kuruluşlara vs bağırmak çağırmak değil, ekonomik milliyetçiliktir. Bunun yolu da genel olarak Türk ekonomisinin, özel olarak da Türk Lirası'nın değerinin dünyanın en kuvvetli paralarından birisi haline getirilmesinden geçiyor.

Çok ciddi tedbirler alınmaması halinde kışı geride bırakıp yaz mevsimine girmiş olmamıza rağmen ekonomik olarak kıştan çıkıp  karakışa yakalanmak Allah korusun an meselesi.

Hemen her konuda da böyledir ama bu tür kritik durumlarda "kaliteli liderlik" en önemli ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor..

Çözüm için zorunlu olarak yapılması gerekenler şunlar:

1. Ekonomiden tam yetkili-sorumlu bir lider: "Başbakan Yardımcısı".
Tüm yerli ve yabancı kurum, kuruluş ve kişilere tek muhatap bu kişi olmalı.
Diğer bakanlar örneğin; Maliye, Ekonomi, Kalkınma Bakanları hemen hemen hiç konuşmamalı.
2. 3-4 yıllık "kapsayıcı bir ekonomik program" hazırlanmalı.
3. Bunun içinden 1-2 yıllık bir "acil eylem planı-programı"" çıkarılmalı.
4. Bu programları hazırlayacak ve uygulayacak "yüksek kaliteli bir ekonomi bürokrasisi" oluşturulmalı.
5. Program iç ve dış ekonomik çevrelere güçlü biçimde anlatılmalı.
6. Programın başarıyla yürütülmesi için makul koşullarda 40 milyar dolar civarında taze bir dış kaynak bulunmalı ve Merkez Bankası rezervine eklenmeli. Bu kaynak başka ihtiyaçlar için asla kullanılmamalı
7. Program sıkı disiplin içinde uygulanmalı..."

SÜRÜKLENDİĞİMİZ BATAKLIK...

Sevgili okurlarım,
Yukarıdaki satırlar, Devlet Planlama Teşkilatı eski müsteşarlarından, adı CHP'nin cumhurbaşkanı adayları arasında geçen İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'ye ait.
Kesici'nin ekonomimizin içine sürüklendiği bataklıktan bir an önce çıkması ve karakışa yakalanmaması için içtenlikle yaptığı uyarı ve önerileri duyurmayı, yurtseverliğin gereği sayıyorum.